Premenstrüel Disfori Bozukluğu (PDMD) Nedir? Belirtileri Nelerdir? Tedavisi Nasıldır?


Premenstrüel Disfori Bozukluğu (PDMD) Nedir? Belirtileri Nelerdir? Tedavisi Nasıldır?
09-07-2023

Premenstrüel Disfori Bozukluğu (PDMD) Nedir?

Jinekoloji ve psikiyatri alanlarının alt uzmanlık alanları, premenstrüel (adet öncesi) bozukluk olarak vasıflandırılmak ve örtüşmekle birlikte farklı tanılar da oluşturmuştur (Sivrikaya, 2022). Uluslararası Hastalık Sınıflaması (ICD-10)’na göre premenstrüel sendrom, menstrüel (adet) döneminden yaklaşık 1-2 hafta önce başlayan ve regl kanamasının ilk birkaç günüyle birlikte ortadan kalkan bu döngüsel tabloda oluşan fiziksel, ruhsal, bilişsel ve davranışsal semptomlar topluluğudur (Çobanoğlu, 2018).

Amerikan Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanları Kongresi’nde premenstrüel sendromu (PMS) anlatırken fiziksel ve psikiyatrik semptomların birlikteliğini belirtmişlerdir. Yani adet döngüsünün yumurtlamadan sonraki yaklaşık 2 haftalık sürede yaşam standardına büyük ölçüde tesir eden fiziksel ve duygusal semptomların birlikte görülmesidir (Sivrikaya, 2022). Amerikan Obstetri ve Jinekoloji Derneği, premenstrüel sendromu, adetten beş gün önce ortaya çıkan, adet başlangıcından dört gün sonra ortadan kalkan ve herhangi bir yapısal değişimden kaynaklı bir hastalıkla alakası olmayan, günlük yaşam kalitesini olumsuz etkileyecek şekilde olan, duygusal ve fiziksel semptomlarla ayırıcılığı ortaya konulan klinik bir durum olarak tarif etmiştir (Sivrikaya, 2022).

Premenstrüel sendrom (PMS) ve premenstrüel disforik bozukluk (PMDB), semptomların zamanlamasına göre teşhis edilir. Premenstrüel sendromda somatik belirtiler olarak karında şişkinlik, herhangi bir organın uç kısımlarında şişlik, baş ağrısı, meme hassasiyeti, duygulanım belirtileri olarak sosyal geri geçilme, öfke patlamaları, kafada karışıklığının olması, depresyon, sinirlilik ve kaygı görülebilmektedir (Sivrikaya, 2022). Premenstrüel disforik bozuklukda ise erkeklik hormonu olan testesteron ve kadınlık hormonu olan östrojenin dengesindeki değişikliklere bağlı tetiklenen ve yumurtlamanın gerçekleştiği regl döngüsüne eşlik eden somatopsişik bir hastalık olarak tanımlanabilmektedir. PMDB, regl kanamasından yaklaşık 7 gün önce başlayan irritabilitenin (kolayca uyarılma/sinirlenme) ön planda olduğu ve olumsuz duygusal durumların olduğu bir resimdir. Bilişsel ve duygusal semptomlara kilo alımı ve ödem gibi bedensel belirtiler de sıklıkla eşlik edebilmektedir (Sivrikaya, 2022). Amerikan Psikiyatri Birliği (APA)’ne göre premenstrüel disforik bozukluk (PMDB), iç gerilim, öfke ve sinirlilik semptomlarının öne çıktığı şiddetli bir PMS formudur (Bayraktar, 2022). Birçok kadın normal yumurtlamanın olduğu adet döngüsünün bir parçası olarak prementrüel semptomları yaşamaktadır. Yaşanan premenstrüel semptomlar yaşam standardını olumsuz bir şekilde etkilemeye başladığında ve fonksiyonel bozulmaya sebep olduğunda premenstrüel sendrom (PMS) ya da sprektrumun en şiddetli ucu olan premenstrüel disforik bozukluk (PMDM) teşhisi almaktadır (Çobanoğlu, 2018).

 

Aybaşı Öncesi (Premenstrüel) Disfori Bozukluğu Belirtileri Nelerdir?  

DSM 5’te (Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı) depresif bozukluklar başlığı altında ayrı bir tanı olarak bulunan aybaşı öncesi (premenstrüel) disfori bozukluğunun belirtileri (Amerikan Psikiyatri Birliği, 2014);

A. Aybaşı (menstrüasyon, adet) döngülerinin büyük bir çoğunluğunda, aybaşlarının başlamasından önceki son hafta, en az beş belirti bulunmalıdır, bu belirtiler aybaşlarının başlamasından sonraki birkaç gün içinde iyileşmeye başlar ve aybaşlarından sonraki hafta çok azalır ya da yok olur.

B. Aşağıdaki belirtilerden biri (ya da daha çoğu) bulunmalıdır:

1. Belirgin duygusal değişkenlik.

2. Belirgin bir biçimde kolay kızma, öfkelenme ya da kişilerarası çatışmalarda artma.

3.Belirgin bir çökkün duygudurum, umutsuzluk duyguları ya da kendini küçümseyen düşünceler.

4. Belirgin bir bunaltı, gerginlik ve/ya da diken üzerinde ya da sinirli olma.

C. B tanı ölçütündeki belirtilerle birleştirilince toplam beş belirtiye çıkmak üzere, ayrıca, aşağıdaki belirtilerden biri (ya da daha çoğu) daha bulunmalıdır:

1. Olağan etkinliklere karşı ilgide azalma (örn. iş, okul, arkadaşlar, eğlence uğraşları).

2. Odaklanmakta öznel güçlük çekme.

3. Uyuşukluk, kolay yorulma ya da içsel güçte belirgin bir düşüklük.

4. Belirgin bir yeme isteği değişikliği; aşırı yemek yeme ya da özel birtakım yiyecekleri yemek için aşırı istek duyma.

5. Aşırı uyku uyuma ya da uykusuzluk çekme.

6. Bunalmışlık ya da denetimini yitirmişlik duyumu.

7.Göğüslerde duyarlılık ya da şişme, eklem ya da kas ağrısı, “davul gibi şişme” duyumu ya da kilo alma gibi bedensel belirtiler.

 

Not: A-C tanı ölçülerindeki belirtiler bir önceki yılın aybaşı döngülerinin çoğunda bulunmuş olmalıdır.

 

D. Bu belirtiler, klinik açıdan belirgin bir sıkıntıyla ya da işte, okulda, olağan toplumsal etkinliklerde ya da başkalarıyla olan ilişkilerde bozulmayla gider.

E. Bu bozukluk, yalnızca, yeğin depresyon bozukluğu, panik bozukluğu, süregiden depresyon bozukluğu (distimi) ya da bir kişilik bozukluğu (bu bozukluklardan herhangi biri ile eşzamanlı ortaya çıkabilirse de) gibi başka bir bozukluğun belirtilerinin alevlenmesi değildir.

F. A tanı ölçütü, en az iki belirtili döngü sırasında, ileriye dönük günlük derecelendirme ile doğrulanmalıdır. (Not: Böyle bir doğrulamadan önce tanı geçici olarak konabilir.)

G. Bu belirtiler, bir maddenin (örn. kötüye kullanılabilen bir madde, bir ilaç ya da başka bir tedavi) ya da başka bir sağlık durumunun (örn. hipertiroidizm) fizyolojiyle ilgili etkilerine bağlanamaz.

Premenstrüel Bozukluğu Tedavisi Nasıldır?

Belirtilerin günlük olarak kaydedilmesi yöntemlerinden biri olan Sorun Şiddeti Günlük Kayıt Çizelgesi gibi çizelgelerle adet döngüsünde yaşanılan problemlerin belirlenip kişiye uygun yöntemin kullanılması gerekmektedir (Çobanoğlu, 2018).

Nonfarmakolojik Tedaviler

Yaşam tarzı değişikliği:

Farmakoterapiden önce (Bayraktar, 2022) düzenli yapılan aerobik, düzenli egzersizler, düzenli uyku ve stresli olaylardan uzak durma gibi alışkanlıkların kazanılması önerilmektedir (Çobanoğlu, 2018). Düzenli egzersiz, endorfin salınımına bu salınımda ağrının kesilmesine ve kişide iyilik halinin artmasına neden olmaktadır. Yapılan egzersizin birçok kadında depresif duygudurumun azalmasını sağladığı bilinmektedir. Haftada minimum 3 gün 20 ile 30 dakikalık aerobik egzersizlerinin yapılması önerilirken şişkinlik, idrar tutma, idrar yapamama, kiloda artışın olması gibi premenstrüel şikayetleri olan kişilerin tuz alımını azaltması tavsiye edilmektedir. Menstrüel döngüde düzensizlik yaşayan kadınların ise kafeini kısıtlaması önerilmektedir (Bayraktar, 2022).

Diyet:

Diyetisyenler, serotonin ve bazı nörotransmitterlerin öncüsü niteliğine sahip olan triptofan seviyesini arttıran kompleks karbonhidrat alımını arttırmalarını tavsiye etmektedir (Çobanoğlu, 2018). Ayrıca bir bitki özütü kategorisinde bulunan Vitex agnus-castus, prementstüel sendrom ile ilişkili düzensizliğe ve ruhsal dalgalanmalarda etki olduğu gösterilen tek bitkisel ajan (ilaç) olma özelliği göstermektedir (Çobanoğlu, 2018). Bir çalışmada PMS semptomlarını azaltmada kalsiyum takviyesi yapılmasının fayda sağladığı bulunmuştur (Çobanoğlu, 2018).

 

Farmakolojik Tedaviler

Hormonal tedavi:

Temel mekanizma, premenstrüel belirtilerin menstrüel döngüdeki hormonal değişimlerle ilgili olmasına dayanmaktadır. Bu tedavide gaye genelde yumurtlamanın (ovulasyonun) baskılanmasıdır. Transdermal (deriden emilip dolaşım vasıtasıyla deri üzerine uygulanması) veya subkutan (deri altı) östrojen kullanılmasının fizyolojik ve psikolojik belirtileri azalttığı tespit edilmiştir (Bayraktar, 2022). Bromokriptin hormonunun premenstrüel meme ağrısının tedavi edilmesinde etkili olduğu bulunmuştur (Çobanoğlu, 2018). Spironolakton hormonunun bazı araştırmalarda PMS’nin tedavi edilmesinde rolü olabileceğine dair öngörüler mevcut olmakla birlikte (Çobanoğlu, 2018) bazı araştırmalarda da tutarsız bulgulara ulaşmaları nedeniyle tartışmalı olarak değerlendirilmiştir (Çobanoğlu, 2018).

İlaç tedavisi:

PMS/PMDB’de SSRI’lar, klomipramin, sitalopram, fluoksetin, sertralin, essitalopram, paroksetin ve venlafaksin etkin olduğu tespit edilen ilaçlardır (Çobanoğlu, 2018). Birçok çalışmada PMS/PMDB’nin tedavisinde SSRI’ların etkin olduğu görülmüştür (Çobanoğlu, 2018). SSRI grubu ilaçların tamamında PMDB’ye olumlu etkisi düşünülmekle birlikte araştırmalarda da etkili olduğu gösterilmiştir. PMDB tedavisi için FDA (Amerika Birleşik Devletleri Gıda ve İlaç Dairesi)’dan onay alan 3 SSRI; sertralin, fluoksetin ve paroksetindir (Bayraktar, 2022). Bu 3 SSRI’ler belli dozlarda premenstrüel disfori, gerilim ve sinirlilik gibi psikolojik belirtilerde etkili olduğu düşünülmektedir. Memelerde şişkinlik ve hassasiyet gibi fiziksel belirtilerde de olumlu değişikliklerin olduğu gösterilmiştir (Çobanoğlu, 2018).

Psikoterapi ile Yapılan Tedaviler

Bilişsel Davranışçı Terapiler (BDT):

Menstrüel dönemde gerçekleşen duygusal ve fiziksel belirtiler kişinin anne-baba, aile, akran ve kültürel etki dahilinde gelişen erken yaşantıları “kontrollü olmalıyım” ve “duygusal olmamalıyım” gibi şematizasyonlarını oluşturarak kişinin yaşadığı menstrüel belirtileri “sinirlenmemeliydim, kontrolden çıktım ya da böyle olmamalı” gibi olumsuz değerlendirmesine neden olabilmektedir. Olumsuz değerlendirme ise duygusal (gerginlik) ve fiziksel belirtilerin yükselmesine sebep olabilmektedir. Bu yükselme ise insanlardan ve diğer etkinliklerden kaçınma, alkol kullanma, aşırı yeme gibi davranışların ortaya çıkmasına neden olabilmektedir (Çobanoğlu, 2018).

Bağımlılık, sinirlilik ve ağrı gibi geniş çeşitlilikteki bozuklukların tedavisinde kullanılabilen BDT, PMS’nin yönetilmesi üzerinde faydalı bir etkiye sahip olduğu gösterilmiştir (Çobanoğlu, 2018). BDT ve fluoksetinin karşılaştırıldığı bir çalışmada, her iki tedavi yönteminin eşit düzeyde etkili olduğu ancak BDT tedavisinin belirtilerle baş etme stratejilerini kullanma ve belirtileri algılama açısından daha iyi olduğu tespit edilirken fluoksetinin anksiyete belirtilerinde daha geniş ve hızlı etkiye sahip olduğu saptanmıştır (Çobanoğlu, 2018).

 

Kaynakça

Amerikan Psikiyatri Birliği. (2014). Ruhsal bozuklukların tanısal ve sayımsal elkitabı. (Çev. Köroğlu, E). Hekimler Yayın Birliği.

Bayraktar, İ. Z. (2022). Bipolar bozukluk tanılı kadın hastalarda premenstrüel disforik bozukluk ek tanısının hastalığın seyrine ve metabolik sendrom sıklığına etkisi (Tez No. 759169). [Tıpta uzmanlık tezi, Sağlık Bilimleri Üniversitesi]. YÖK Tez Merkezi. https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/tezSorguSonucYeni.jsp

Çobanoğlu, C. (2018). Premenstrüel sendrom/premenstrüel disforik bozukluğu olan adölesanlarda dikkat ve kısa süreli belleğin incelenmesi (Tez No: 506476). [Tıpta uzmanlık tezi, Ondokuz Mayıs Üniversitesi]. YÖK Tez Merkezi. https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/tezSorguSonucYeni.jsp

Sivrikaya, P. (2022). Premenstrüel disforik bozukluk ve premenstrüel sendrom tanılı olgularda çocukluk çağı travmatik yaşantılarının kendine zarar verme davranışı, intihar girişimi ve cinsel işlev üzerine etkisinin incelenmesi (Tez No: 750409). [Tıpta uzmanlık tezi, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi]. YÖK Tez Merkezi. https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/tezSorguSonucYeni.jsp

Yazı içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yazıyı Paylaş

jetklinik whatsapp